Haber

Yağmur yağıyor, Urfa korkuyor

URFA – Son 3 gündür etkili olan yağışlar Urfa’daki merkez ilçeler Karaköprü, Eyyübiye ve Haliliye ile Bozova, Halfeti, Suruç ve diğer kırsal ilçelerde derelerin taşmasına ve bazı bölgelerde su baskınlarına yol açtı. Altyapı yetersizliği nedeniyle birkaç saatlik yağmur bile ciddi taşkınlara sebep olurken, önlemlerin yetersizliği 2023 yılında 17 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketini hatırlattı.

‘HER YAĞIŞTA EVİMİZDEN ÇIKMAK ZORUNDA KALIYORUZ’

Urfa’nın özellikle su baskınlarına yatkın olan bölgelerinde yaşayan halk, her yağmurda büyük korku yaşadıklarını belirtiyor. Karakoyun Deresi’ne yakın olan Süleymaniye Mahallesi sakinleri, taşkın önlemlerinin yetersiz olduğunu ve altyapının güçlendirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu durumun bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade ediyor.

Süleymaniye Mahallesi’nde yaşayan bir mahalle sakini, yaşadıkları tedirginliği şöyle dile getirdi: “Her yağmur yağdığında evimizden çıkmak zorunda kalıyoruz. 2023’teki sel felaketinde yakınlarımızı kaybettik, evimizi ve eşyalarımızı su bastı. O günden beri kapılarda oturuyoruz, uyuyamıyoruz. Korkuyla yaşıyoruz, çünkü bir yağmur daha yağarsa evimizi suyun götüreceğinden endişe ediyoruz. Kimse gelip bize yardım etmedi, mahallemizde bir düzenleme yapılmadı. Yine sel olsa aynı felaketi yaşayacağız.”

‘YANLIŞ İMAR PLANLARI SEL RİSKİNİ ARTTIRIYOR’

Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa Şubesi Başkanı Mehmet Selim Açar, yaşanan sel felaketlerinin sorumlularının hem DSİ hem de yerel yönetimler olduğunu belirterek çarpık yapılaşmaya dikkat çekti. Açar, “Şanlıurfa’nın altyapısı ve imar planları ciddi sıkıntılar içeriyor. Dere yataklarının etrafındaki yeşil alanlar imara açılmış, betonlaşma had safhada. Bu da doğal felaketlerin boyutlarını artırıyor,” dedi.

Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa Şubesi Başkanı Mehmet Selim Açar

Açar, şehirdeki yapılaşmanın modern şehircilik ilkelerine uygun olmadığını vurgulayarak, “Geçmiş belediyeler birbirini suçluyor ama sorumluluk herkeste. Dere yatakları korunmamış, imara aykırı yapılar yapılmış. Bu da her yağmurda ciddi taşkın riskleri yaratıyor. Özellikle Karakoyun Deresi etrafında yapılan yanlış yapılaşma, sel riskini ciddi ölçüde artırıyor. DSİ’nin de bu konuda ihmalleri büyük” diye konuştu.

Açar ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerine de dikkat çekerek, “Geçen yılın hava koşullarıyla bu yılın ki aynı değil. Yağış rejimi değişiyor ve bu duruma hazırlıklı değiliz. Afet risk planlarının güncellenmesi şart. Eğer doğanın akışına müdahale etmeye devam edersek, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız. Bu olaylar felaket değil, doğanın doğal tepkileri. Asıl felakete yol açan insan müdahalesidir” ifadesini kullandı.

Şanlıurfa Mimarlar Odası Başkanı Pirkan Kılıç

‘DERE YATAKLARI YOK EDİLDİ, TAHLİYE KANALLARI YETERSİZ’

Şanlıurfa Mimarlar Odası Başkanı Pirkan Kılıç ise sel felaketinin yaşandığı bölgeleri dere yatağı olarak tanımlamamak gerektiğini ifade ederek şu bilgileri verdi:

“Aslında bu bölgeler dere yatağı değil. Eskiden bir dere vardı, doğru. Bir yataktı ama artık bunlar bütün bölgenin su tahliye kanalları haline geldi. Yani orası bir dere değil, çünkü dere yok. Bu açıdan bir risk yokmuş gibi görülüyor. Ama risk şöyle oluşmaya başlıyor. Bölgenin tamamını betonlaştırıp inşaat yaptığınızda yeni su kanalları yaratıyorsunuz. Artık su başka yerlerden gelmeye başlıyor. Doğal olarak da kendi kaynaklarını ve yataklarını kaybeden tüm su kaynakları bir noktada buluşmaya başlıyor. Bunu devlet eliyle yaptık. DSİ kanallar yapmaya başladı. Tabi o günün şartlarında, o günün para durumu, izinleri, o günün bütçesi doğrultusunda örnek veriyorum, 5 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde bir dere yapıyorsunuz. Yılda bir de olsa, on yılda bir olsa da çok fazla yağış alabiliyor. İlk yağışlar en büyük tehlikeyi yaratıyor. İlk yağışta toprak suya hemen ulaşamadığı için su yüzeyinden akıp bu dere yataklarında çamurla beraber yoğunlaşıp daha da akışı zorlaştıran bir hale geliyor.”

‘BİR KERE YAPACAĞINIZ YATIRIM SİZİ YÜZYILLARCA KORUYACAK’

Urfa’nın tarihinde 4 büyük sel olduğunu, son 50 yıldır yağış olmamasının sel riskini ortadan kaldırmadığını ifade eden Kılıç tahliye kanallarının yetersiz olduğunu vurguladı:

“Bunlar her gün olan şeyler olmasa da bir kere bile olduğunda canlarımızı kaybediyoruz, maddi hasarlar meydana geliyor. En son geçen sene 16 Mart’ta yaşananları gördük. Binlerce eserimizin olduğu müzemiz kapandı, turizm etkilendi. Bütün bu sorumlulukları ve riskleri göz önüne aldığımızda yapılacak yatırım bunun yanında hiçbir şey. Bir kere yapacağınız yatırım sizi yüzyıllarca koruyacak.

50 yıldır yağış almamış olması Urfa’nın bir daha sel göremeyeceği anlamına gelmez. Bütün bu riskleri göze almak lazım. Bu yapılanma ve çalışmaları bir an önce hızlandırıp bugünkü modern yapıya da uygun bir halde büyütmek ve genişletmek elzem durumda. Bu kanallar bugün ihtiyaçları karşılamıyor, bugün karşılasa yarın karşılamaz. Bir şekilde bunların tamamlanması gerekiyor.”

Mahmut Tanal

MAHMUT TANAL MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

Urfa’da geçtiğimiz yıl meydana gelen sel felaketinin izleri hala dururken önceki gün kentte etkili olan sağanak yağış sonrası maddi zarar meydana geldi. CHP Milletvekili Mahmut Tanal sel felaketindeki ihmalleri ve sel sonucu oluşan zararları Meclis gündemine taşıdı. Tanal, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ayrı ayrı yanıtlaması talebiyle soru önergesi hazırladı.
Kentteki sel baskınlarına karşı tedbir almayan yetkililer hakkında neden soruşturma açılmadığını soran Tanal sel ve su taşkınlıkları nedeniyle meydana gelen zararın ne zaman karşılanacağını sordu.

habergoynuk.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu